gökyüzü der ki

Tahtımızı da, bahtımızı da yapma zamanı !

Oyun başladı. Herkes eşit şartlarda. Sırayla zarlar atılıyor. Kimine düşeş gelecek, kimine sebaidü, kimine dübeş, kimine caariyek. Attığın zarı nasıl oynamak sana kalmış. Ustalığına göre şekil değiştirecek bir hayat bekliyor seni. Ben tecrübesizim’e bağlama, şans yanında olabilir. Ben bu işi iyi bilirim’e de bağlama, karşı tarafın zarı senden iyi olabilir. Oyun, sen ve hayat arasında. O zaman rastgele hayat !

İşte bunlar hep Merkür Retro !

Merkür kendi hızında gittiğinde, bulunduğu burcun özelliklerine göre Güneş’e aksiyon aldırır. Önce fikir akla gelir, sonra zikredersin. Fikir ne ise zikir o dur hesabından, birbirleriyle olan iletişimleri sayesinde akar gideriz. Ve fakat, ne zaman ki; gökyüzünün yaramaz çocuğunun dinlenesi gelir, hızını yavaşlatır işte o zaman ego alıştığı hızdan yoksun olacağından sıkıntılar başlar. RETRO demek, bizim aldığımız aksiyonlarda hata yapma olasılığımızın tam da bu yüzden artması demek.

Doğma arzum içimde, buluşumu bekliyorum, tutuluyorum !

Yeni bir kader döngüsündeyiz an itibariyle. Tetiklendiğimiz alanı bildiriyorum : “BEN”. Kendine çalışmanın zamanıdır. Kalbimizin içindeki KAOS’un sebebi bu. Eski düzenin ölümü gerçekleşirken ortalık ateş ateş, savaş savaş. Ne kadar istersen o kadar başaracaksın. Gönüllere arzuyu yerleştirmek isteyen gökyüzüne engel olmak, çok af edersiniz ama çok aptalca olur.

AY NERDE, KİMLE İLETİŞİMDE ? BOŞLUKSA ?

Astroloji, AY TAKVİMİ ile çok yön göstericidir. Özellikle yapmayı planladığımız önemli işlerimizi AY’ın bulunduğu burca göre organize edebiliriz. Elbette diğer gezegenlerle kurduğu ilişkiyi ve hatta kendi doğum anı haritalarımızdaki konumunu da dikkate almalıyız. Ancak en azından kendi duygumuzun en iyi ifadesi, olasılıkları pozitif yönde etkileyeceğinden Ay’ın o günkü bize etkisini kullanabiliriz. Önemli iş görüşmeleri ve toplantılar, atacağınız imzalar, resmi işler, herhangi bir şeye başlama anı, ikili ilişkiler, ilk buluşmalar, konsantre olmanız gereken günler, enerjiye ihtiyacınız olan zamanlar gibi sizin için önemli olan her şeyi Ay’ın pozisyonuna göre organize edebilirsiniz.

Yer yarılıyor, Pluto Mars’ı gömüyor

Dünyaya gelirken, göçeceğimizi bilen varlıklar olmamıza rağmen, yaşama sürecinde bunu nedense görmemezlikten geliyoruz hepimiz. Hayat akarken, her an başımıza gelebilecek olan ölüm, bizim sonsuz takipçimiz, nereye gidersek yanımızda taşıdığımız ama unuttuğumuz gölgemizdir aslında. Ne zaman birimiz eksilsek, o zaman hatırladığımız ve acısıyla ağır ağır dönüştüğümüz olgudur ölüm. Belki de dünyanın en anlamlı öğretisi. PLUTO ile önünde sonunda tanışacağız, ruhsal ya da fiziksel, ölmeli, arınmalı, yeniden doğmalıyız o halde.

Kim benim Efendi’m ?

Yükselen burcumuzun yönetici gezegeni demek, hayatımızın lordu demektir. Ve bu gezegen her hareketiyle, yaşamımızda önemli olaylara imzasını atacak konuları belirleyecektir. Bütün hayatımızı yöneten “efendi” olmak, en önemli kozmik güçlerden biridir ve öngörülerde bu gezegenin, diğer gezegenler ile kurduğu ilişkiyi yakından takip etmek gerekir.

Güneş Yengeç’te, Merkür Yengeç’te, Yeniay Yengeç’te

Hayata daha duygusal bir bakış atmak üzereyiz. Motivasyonumuzu iç dünyamızın belirleyeceği kesin. Kırılgan hissedebiliriz. Aidiyet ihtiyacı doğabilir. Kendimizi korumaya almaya çalışabiliriz. Duygularımızı rahat yansıtamayabiliriz. Hedeflerimizi su yüzüne çıkartmak istiyoruz ve gökyüzü de elinden geleni yapana destek görünümde. Ancak güven arayışı yüzünden korkularımızın, hedeflerimizden daha büyük olmaması gerekiyor. Koruma-kollama güdümüz neredeyse en yüksek oktavda çalışacak ve objektifliğimizi kaybedebiliriz.

AY, NAM-I DİĞER YERYÜZÜ TANRIÇASI KYBELE

Astroloji’de Ay fazları oldukça önemlidir. Astroloji bilmek de gerekmez, en basit haliyle hepimiz hilal, dolunay ve son dördün fazına aşinayızdır. Mitoloji, bu fazlarla ilgili çok değerli mitlerle doludur. En bilineninden bir tanesi, yeryüzünün tanrıçası olarak bilinen Kybele’nin, üç farklı halidir.

Neptün retrosu başladı

Konu Neptün olduğunda, gözümün uzaklara dalası, hayallere düşesi, seraplara odaklanası gelir. Dilim ise rüyalarıma kayar, mistik bakış açım harekete geçer, ideallerim ve ben ya da sen, egosuz tavırlarımın bana verdiği özgürlük, koşulsuzluk, büyülemek ya da büyülenmek kelimeleri üzerinde duruveresim gelir. Güneş – Neptün kavuşumuna sahip biri olarak herkeslerle, hatta evrenle bir olmalara kayıverir gönlüm. Şifalı yanını sevdiğimdir o benim.