Hata yapma lüksümüz var bence ! Dolunay Başak’ta !

19 Şubat 2019 Salı akşamı saatler 18:53’ü gösterdiğinde Güneş ve Ay tam karşıt pozisyonda olacak ve Başak Burcu’nda dolunay gerçekleşecek. Güneş’in Balık, Ay’ın da Başak’ta olduğu bu konum, tam bir duygu-mantık ikilemidir normalde. Kimliğimize duygusal bir duruş yüklenecekken, ruhsal yanımız sağlam ve mantıklı bir duruş beklentisi içinde olacakken, şöyle bir çarpışacak ikisi, bir git-iki gel derken bir şeyler oluverecekti mis gibi. Ve fakat gel gör ki; dolunay anının yöneticisi Merkür ve diğer gezegenlerle kurduğu ilişki durumu biraz değiştiriyor. Açalım…

Efendim, müthiş bir yeteneğimiz olacak. Öyle-böyle ikna etmeyecek bizi, müthiş satacak, kafaları karıştıracak, büyüleyici bir etki. Böyle bir kanmalar, bir çekilmeler, bir bırakma ki su gibi nereyi bulursak oraya akmak gibi. Yeteneğimizin adı şu : GERÇEKLERİ ÇARPITMAK ! Belki de gerçeklerin ayarıyla oynayıp, işimize geldiği gibi şekil aldırıp, kendimizi rahatlatmak ihtiyacındayızdır. Kim bilir ? Gökyüzü bilir !

Duyguda huzursuz olunca insan “neyi nerde yanlış yapmış olabilirim ki” soru denizinin içinde kayboluyor, hata arıyor da arıyor, öyle didik didik ki bu arama gerekirse bozup baştan yapmaya hiç üşenmiyor. Ama böyle olunca da işte “an” kaçıyor. Ne teslim olmaya oluyorsun, ne şimdinin keyfi var, ne de düşlere izin verebiliyorsun. Böyle kaybolmuş gitmiş gibi, bir kurban gibi. Ne işe yarar ki bu ? Şu işe yarıyor : durum analizinde ma’şallah üstüne olmuyor. Tek tek birleşiyor o bulmacanın parçaları, ayırmış oluyorsun iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı. Ohh için de bir rahat ediyor, çözdün ya mis hissediyorsun kendini. Tamam ama -işte hep bir ama- hanimiş benim duygularım, nereye kaçmış yaşayamadıklarım ? -Meli/-malı listelerim yüzünden bastırılmışlığımın hesabı peki ? “Benim hata yapma lüksümü elimden alanı bir bulsam ahh” oluyor bu işin önü sonu.

İyi de gerekiyor mu bu şimdi ? Eveeeeet ! Gerekiyor, çünkü hatasız olmanın da bir kazanımı olacak ve bu deneyim seni şüphen olmasın ki şifalandıracak. Bilgi her zaman parıltılı bir şeydir, kafanda şimşekler çaktırır, seni bir yerde güvende hissettirir. Bazı bilgiler de adama yaşayarak öğretir. Ve bu öğrenme şekli pahası biçilemeyecek kadar değerlidir. O zaman kısa ve özcene, şunu anlatıyor olsa gerek diye düşünüyorum gökyüzü bu dolunay hareketiyle; kandır gitsin kendini, ört biraz gerçekleri, sat kendine. Bakarsın yaptığın hata, denge bu ya, başkasına bir kapı açmış. Kötü mü, değil bence.

Hata yapma lüksümüzü bizim elimizden alan, bizden başkası değil elbette. Hem nereden bakarsan bak, gerçeklerin ayarıyla oynamak da aslında kalp işi değil mi ? Doğru değil belki ama kalp de zaten doğruya-eğriye değil, hissettiğine bakıyor. Az bir zamanı daha var demek ki, kaldırabilecek demek ki, biraz daha uyusa-uyuşsa ölmeyecek demek ki. İşin duygusal boyutundan anladığım bu. Peki ya fiziksel boyutu ?

Uyarıyor gökyüzü fiziksel boyutta da pek tabii. Olur da diyor, bir şeye imza atarsın, oldurasının geldiğine eminsin, artık tamamsın’dır hani, dikkat et ! Bin düşün, bir adım at diyor. Zihin pek bir perdeli, uçuş uçuş, vardır belki görmediğin işin içinde bir bit yeniği diyor. Fevkaladenin fevkinde analiz yapamıyor olabilirsin diyor, satır satır oku, didik-detay incele durumu diyor. Hani hraflerin (!) yeri değişse bile sen yine de doğru okuyorsun ya, işte bu sefer yanlış anlamış olabilirsin diye uyarıyor. Ezcümle; telafisi olmayacak işlere bulaşmak için doğru zaman değil diyor gökyüzü ! Bakın bakalım şimdi işinizin telafisi var mı yok mu, ona göre davranın.

Ne yapılır peki ?

• Çok güzel üretilir, ama sunulmaz. Sanatçılar masa başına lütfen ! Yağmur olup akacak o ilhamlar. Kaçmaz.
• Çok güzel düşler kurulur, ama tetiklenilmez. Vizyonlamaya devam…
• Çok güzel dans edilir mesela, bırakılıverilir dertler şuraya bir beş dakikalığına, yorulup döndüğünde aaa bir bakmışsın değişmiş enerjin.
• Nasıl güzel sevilir biliyor musunuz, sıfır koşul, sıfır ego…
• Ve nasıl alınır gönül duası, yaralarını sardıklarınızın. Pek bir korunaklı.
• Ve dahi şükürlere kuvvet, sahip olduğun ne çok şey olduğunu fark ederek. Okuyabildiğin için bile bu yazıyı, gözün görüyor diye misal…

Dolunay Başak’ta. Ve Başak hiç olmadığı kadar hatayı kaldıracak. Aslında, kendi hatalı mükemmelliğimizle bile bizi barıştıracak. Merkür Balık’mış, Ay Başak’mış, zararlıymış. Bilgi doğru, deneyim yalan mı ? Değil !

Sonlarınız mutlu olsun !

Yükselen burçlara göre bence durum şu vaziyette :

Koç; günlük rutin az biraz dağılır. Yoğunluk bunaltabilir. İşe konsantrasyon azalabilir. Sağlığa dikkat !

Boğa; aşk hayatında içinden kendini bırakmak geliyorsa bırak. Vardır bir güzelliği. Şartlar değişken diye korkma.

İkizler; evde düzen kurmak zorlaşabilir. Ailevi konularda işler karışabilir. Ciddi olunamayabilir. Biraz daha sabır.

Yengeç; üret, yaz, çiz, yarat. Zamanı gelince çok işine yarayacak. Üşenme, zorla bence. Hissettiğin kesin doğru.

Aslan; para işleri senin düşündüğün gibi olmayabilir, inisiyatif alma, netlik yok. Biraz daha gözlemle.

Başak; büyülenebilirsin, hataysa hata günahsa günah, bence girilir o topa. Bırak dağınık kalsın, uyuş hatta azıcık.

Terazi; bilinçaltı karışık. Soru çok. Manevi olana çekil, biraz dur, yavaşla. Kendine odaklan. İşindeki netsizliği de hoş gör.

Akrep; çevrene dikkat et, birileri net olmayabilir. Haklı olabilirsin şüphelerinde ama biraz daha zaman ver. Boş ver aşk olsun !

Yay; göz önündesin ama lütfen gaza gelme. Fırsat bu fırsat pek değil gibi, farkında ol. Hem yıl senin, daha çok şans çalar kapını.

Oğlak; adil olmakta zorlanıyorsan dur, daha detaylı öğren, bence sorgulamak için iyi bir zaman. Ve hatta üretmek için de.

Kova; para-pul işleri için aksiyon alınacak zamanda değilsin. Krediler-borçlar falan ertele. Durumu korumaya çalışmak mantıklı gibi.

Balık; bırak, su yolunu bulacak. Yeme kendini, ne seviyorsan ona eğil, olan oldu çoktan. Hem zaten sen büyüleyensin.

Çağla Akgün