dolunay
Afrika kökenli efsanelerde adı geçen bir kuş var; SANKOFA. Gana’nın twi dilindeki anlamına göre “geri…
Ay ne zaman boşlukta ?
Ay hangi gün hangi burçta ?
Yeniay ne zaman ?
Dolunay ne zaman ?
Bu dolunayın burç özelliklerinden kaynaklı iki kritik konusu vardır. Kendinize dürüst davranırsanız fark edebilirsiniz. Birincisi bağımlılıklar. Size iyi hissettirebilirler ancak özde zarar verirler. İkincisi ise kendini kandırmak. Dövüyor ama beni sevdiğinden gibi bir şey bu. Gerçeği özünüz, en masum yanınız çok iyi biliyor, siz orayı terk etme cesareti gösteremezseniz kendinizi kandırmış olursunuz. Olsun ben seviyorum’lar, razıyım’lar, ben böyle mutluyum’lar bu dolunayda kaybettirir. Hem zaman hem de sağlık kaybettirir. Dahası, değerinizi, bereketinizi de kaybettirir. Her iki kritik konu doğru yönetilemezse sonuç hüsran olacaktır ve Astraea fısıldayacaktır; “ben demiştim”.
Ay hangi burçta ?
Ay ne zaman boşlukta ?
Yeniay ne zaman ?
Dolunay ne zaman ?
Güneş Tutulması ne zaman ?
2020 Aralık’ta Ay takvimi.
Kontrolün elimizde olmadığı şu günlerde, yalnızız ve bu soğuk duyguyla baş etmenin yolunun İkizler’i işaret eden gökyüzü sebebiyle NEFES olduğuna inanıyorum. Sinir sistemimiz yanma noktasında olabilir ve onu soğutmanın tek yolunun NEFES’e odaklanmak olduğunu düşünüyorum. Nefes serinletir, sakinleştirir, şu ana odaklar, hücreler arası oksijeni taşır, göğse ve akciğerlere hacim katar, duygusal anlamda teslimiyet sağlar. Hayattır nefes. Her geliş ve her gidişteki tek eylemdir özde. Hayy’dan gelip, Hu’ya gitmektir. Hatırlayın Kanuni’nin sözlerini; “… olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”. Ondan daha değerli bir şey var mı, özellikle bugünlerde lütfen hiç unutmayalım.
Düşlerimizin sınırsızlığı bir tarafta, inandıklarımızın ne kadar gerçek olduğu sorusu bir tarafta, biz ortada bir yerde ve hangisine yakın durmalıyız bilemediğimiz çılgın bir kararsızlığın tam göbeğindeyiz bu tutulmada. Sizi bilmem ama ben Zeus’un gök gürültüsünden korkarım, sinirli bir tanrının gazabı cümle alemimizi büyük yaşam tehditleriyle yüzleştirir. Nasıl az hasarla atlatırız sorusunun cevabı GÜNEŞ’tedir. Güneş İkizler’de, yani “MERKÜRYENLİK” kazanır. Yönü bilgi/bilim olan kendini güvene alır. Analiz edip, çözümü olan denklemlere dayalı, mantıklı olanı seçip, önce kendimizi sonra evrenimizi ikna etmeye hareketlenmekten başka çıkış yolu görmüyorum ben. Bunu yapan, Zeus’un kıyamadıkları listesine adını yazdırır derim ben…
Ortalık karışınca, neyi neden yaptığımız bizi tatmin etmemeye başladıkça, kaos kol gezdikçe, amaçsız, geleceksizmiş gibi hissettikçe aslında farkına varmamız gereken şey, aynı yerde aynı kişi olmanın artık bize hizmet etmediğidir. Şimdi, hepimiz bir Akrep’iz, ve karanlığa gözlerimiz alıştı, artık detaylara hakimiz. Karanlığın içindeki ışığı fark ediyoruz. O halde bu dolunayı sancının sonu, doğumun başı olarak görmek çok yeterli bir sebeptir. Ölünmeli, yeniden doğulmalıdır. Değişim zamanıdır.
Egolar kendini önemserken, ruhlar “biz”e ışık tutmak isteyecek bu dolunayda. Ruhun amacı egonun manzarasını kapatmak değil, o manzaranın bir parçası olduğunu göstermek aslında. Şu an içinde bulunduğumuz durumun bizzat sebebi olmadığımızı düşünme gafleti en büyük yanılgı olur. Aynı bedende yaşayan iki farklı kavramlar olsalar da, yaşamsal ahenk bu ikisinin kendisini kabul etmesiyle sağlanabilir ve dolunay Terazi haliyle orta yolu buldurmak isteyecek bize şüphesiz. Terazi olan yerde kavga olmaz, görgü olur, medeniyet olur, adalet olur, hatırlatalım.
9 Şubat Pazar günü saat 10:33’te AY tam halini alıyor, ASLAN Burcu’nda bir dolunay gerçekleşiyor. Buram buram ateş enerjisi hakim olacak gökte. MARS ise başrolde.
Yükselen KOÇ, “başlat” komutu veriyor.
Dolunay ASLAN, “yarat” cesaretinde.
MARS YAY ise “hevesini takip et, hareket et, inandığının arkasından git, almaya yakınsın” der gibi enerjiyi katmerliyor.