koç burcu
Adınızı kırmızı neon ışıklarla göklere yazılsın isteyesiniz gelebilir bugünlerde. Hakkınızdır. Dünyanın, içinizdeki çocuğun etrafında dönmesi gerektir şüphesiz. Sanki anneniz sizi bir oyuncak mağazasına götürmüş ve “ne istersen al hadi” demiş gibi bir coşku hissedebilirsiniz. Dünyalar sizindir, siz dünyasınızdır o an. Her şeyin sahibiymiş gibi hissedersiniz. İçinizdeki kıvılcım gözlerinize çakmak çakmak yansır. Sadece siz varsınız o an, başkası da kim, ve zaten başkasından size ne o an. Siz en’siniz, sıfatların hepsinin en’isiniz o an. İlahı !
Sizi müthiş ateşleyen bir his içindesiniz biliyorum.
Ve siz de biliyorsunuz benim tam da şu an “ama ilah değilsiniz” diye hevesinizin içine edeceğimi.
Neredeyse tüm dünyanın kendini karantinaya aldığı şu günlerde, kendimizle konuşmalarımız artıyor olmalı. Neyin içindeyiz soruları, yöneticileri-devletleri-savaşları-evreni sorgulamalarımızı yapıyor olmalıyız. Kimiz, neden içindeyiz, neden şahidiz yargılamalı, yargılanmalıyız. KOÇ, hep kendidir, değerlidir, kendini bilir, onun cesaretiyle başlamıştır her şey, doğrudur. Ve lakin hiçbirimiz tanrı değiliz, KOÇ enerjisinde bu tuzağa düşmememiz gerektiğini de bilmeliyiz.
KOÇ saf olandır, cesurdur, tanrısal arzunun ilk kıvılcımıdır. Yaşam enerjisini her daim canlı tutmaya programlanmış, geleceğe dönük yüzü ile bizim tam halimizi ayakta tutacak olandır. Düşerse de kalkar, yılmaz. Yeter ki, kalbimizin su katılmamış halini dinleyelim, başlangıcımızı hatırlayalım. Tanrı’nın bize kendinden üflediği ruhun koruyuculuğuna güvenelim. Son verdiğimiz her neyse, o başlangıca ihanet etmeyelim de, ilahi adalete güvenmeyi ihmal etmeyelim de, tekliğine-birliğine-kadim düzenin bir parçası olduğumuza inanalım da, gerisi varsın fırtınalar olsun, gelir de geçer, kışın arkası bahardır zaten, KOÇ ile nasılsa başlar yeniden.
Diyorum ki; hayat değişiyor. Elbette her değişim bir kaosu da içinde barındıracak. Bu hep böyleydi, hatırlayın. Derli toplu bir evin altı üstüne gelmiş ve siz kapıyı çekip çıkarak kaçabilemezsiniz. Kaçtığınız dağınıklık nereye giderseniz gidin arkanızdan gölgeniz olur. Şöyle bir durun, yığınları uzaktan seyredin önce, sakinleşin ve nereden başlayacağınızı düşünün. Size hizmet etmeyen neleri çöp torbasına koymanız gerekiyor, son kullanma tarihini çoktan geçirdiğiniz ve fakat hala ağırlığınca duran her ne/kim/duygu varsa vedalaşın. Şu an bu dünyaya aitsiniz ve hala hayatta olduğunuza göre, kütlenizi koruma güdünüz bilgeliğinizin içinde gizli zaten. Tabii ki bilgeyiz, hepimiz dünyaya gelirken kozamızdan çıkmanın yollarını öğreneceğimizi bilerek geldik. Büyümek için buradayız. An o an ki, kendimizi doğuruyoruz. Ömür boyu hamile kalacağımızı düşünmüyorsunuz herhalde.
Güneş Terazi’de, içinden gelene karşıt. Onu da ikna et, bil ki o denge destekçisi. Tam olarak yolumuza taş koyana tepki vermek zamanlarındayız. Bizi biz olmaktan alıkoyana “dur bakalım” demenin nazik bir yolunu bulabilenlerden olursak yırttık demektir !
O prize o parmağı sokup da çarpılan çocuktan daha iyi bilemez o hissi, sokarsa çarpılacağını düşünüp sokmayan çocuk ve deneyim tam da böyle bir şey. “Ben sana demiştim” diyene gürültü et. Haklı olmak ya da olmamak meselesi değildir yaşamak. Etki et, tepki gör. Kendine yürü. Gerisi, ver elini hayat !