koç dolunayı

Hayat hep seçimlerimiz…DOLUNAY KOÇ’ta…

KOÇ saf olandır, cesurdur, tanrısal arzunun ilk kıvılcımıdır. Yaşam enerjisini her daim canlı tutmaya programlanmış, geleceğe dönük yüzü ile bizim tam halimizi ayakta tutacak olandır. Düşerse de kalkar, yılmaz. Yeter ki, kalbimizin su katılmamış halini dinleyelim, başlangıcımızı hatırlayalım. Tanrı’nın bize kendinden üflediği ruhun koruyuculuğuna güvenelim. Son verdiğimiz her neyse, o başlangıca ihanet etmeyelim de, ilahi adalete güvenmeyi ihmal etmeyelim de, tekliğine-birliğine-kadim düzenin bir parçası olduğumuza inanalım da, gerisi varsın fırtınalar olsun, gelir de geçer, kışın arkası bahardır zaten, KOÇ ile nasılsa başlar yeniden.

Tevazu bir erdem değildir ! Dolunay KOÇ’ta !

Yukarısı karışık, Satürn-Güneş/Ay-Merkür kavga kıyametteler. Zor zor olalı böyle zor olmadı tadındalar. Herkes birbirine meydan okuyorsa yukarda, kazanan kim olacak sorusunun cevabı için gözleri SATÜRN’e çevirin derim. Satürn’ün, yani bizi disipline eden gezegenimizin, büyük öğretmenimizin şakası yok, iyi hal indirimi falan olmaz bunda. Ona çalışarak, emek vererek göstermek zorundayız kendimizi, söz dinleyeceğiz. Temeli sağlam olmayan yapılarda barınmayacağız. Her şeye rağmen “olsun, ben razıyım” cesaretimiz de takdir falan edilmeyecek. Gariban edebiyatı işlemeyecek. Göze alacağız bazı şeyleri, kendimiz olurken verdiğimizi sandığımız kayıplarımızın kazanç olduklarını unutmayacağız.

Çay koyalım hadi, Eylül geldi…

Eylül diyorum, geldi, gökyüzü de biraz sakinler şimdi. Denizler düzleşir. İyi haberler var. Ama gezegenler de mevsimler gibi değişecek. Farkında olmak için inceledim uzun uzun. Döktüm Eylül’ü ortalara. Merak eden, farkında olmak isteyene, iyi gelsin dileklerimle. Çay da içilir yanında bence.

Gözler “BEN”de, Dolunay KOÇ’ta !

Güneş Terazi’de, içinden gelene karşıt. Onu da ikna et, bil ki o denge destekçisi. Tam olarak yolumuza taş koyana tepki vermek zamanlarındayız. Bizi biz olmaktan alıkoyana “dur bakalım” demenin nazik bir yolunu bulabilenlerden olursak yırttık demektir !

O prize o parmağı sokup da çarpılan çocuktan daha iyi bilemez o hissi, sokarsa çarpılacağını düşünüp sokmayan çocuk ve deneyim tam da böyle bir şey. “Ben sana demiştim” diyene gürültü et. Haklı olmak ya da olmamak meselesi değildir yaşamak. Etki et, tepki gör. Kendine yürü. Gerisi, ver elini hayat !