Astroloji
Duracağız ! Derin derin nefes alıp, sakinleşeceğiz. Yeniden değerlendireceğiz. Kitaplar karıştıracağız gerekirse. Bazı şeyleri hatırlamak için yakın çevremizle iletişim kuracağız. Etrafımızdaki İdris’lerden, Hermes’lerden, Thot’lardan bilgi isteyeceğiz, işin iç yüzünü öğrenmeye çalışacağız. Kendimizi gözlemlerken neden-sonuç ilişkisi kuracağız. Bakacağız. Kafamızı gökyüzüne kaldıracağız. Bir daha bakacağız. Belki görmüyoruzdur, dinlemiyoruzdur, gözümüzün önündedir belki, fark edemiyoruzdur. Bir daha bakacağız. Nasıl da kusursuz her şey aslında, elbet anlayacağız. Sinirlenmeyeceğiz, sinirleniyorsak bir şeyler bize, bizi aynalıyorlardır belki, mutlaka bir ilişki kuracağız. Neyi tanımadık da tanımamız gerek, bir düşüneceğiz. Kendimizle iletişeceğiz. Elbet göreceğiz.
Ortalık karışınca, neyi neden yaptığımız bizi tatmin etmemeye başladıkça, kaos kol gezdikçe, amaçsız, geleceksizmiş gibi hissettikçe aslında farkına varmamız gereken şey, aynı yerde aynı kişi olmanın artık bize hizmet etmediğidir. Şimdi, hepimiz bir Akrep’iz, ve karanlığa gözlerimiz alıştı, artık detaylara hakimiz. Karanlığın içindeki ışığı fark ediyoruz. O halde bu dolunayı sancının sonu, doğumun başı olarak görmek çok yeterli bir sebeptir. Ölünmeli, yeniden doğulmalıdır. Değişim zamanıdır.
Güney Ay Düğümü’müze genelde çekiliriz, çünkü alınmış dersler vardır, bildiğimiz yerdir, güvenli bölgemizdir. Bilmediğimize gitmek çoğumuz için korkutucu gelebilir fakat güvenli bölgede kalmak da bizi geliştiremez. Bilmediğimize gitmek, aksiyonları cesaretle alabilmek, yönümüze doğru bizi ne beklerse beklesin adım adım ilerlemek görevimizdir. Bu sebeple ileriye/geleceğe/kadere yol almamız, Kuzey Ay Düğümü’ne doğru hayatımızın amacını gerçekleştirmek üzere tetiklenmeliyiz.
Boğa yeniayında yeni aydınlanmalar yaşayacağız şüphesiz. Uranüs böylesi sahnedeyse, o uyanış bazen fırtınalı/elektrikli/kopmalı/ayrışmalı olabilir. Bundan korkmamalıyız. Hepimiz sanatçıyız, kendi hayatımızın yaratıcılarıyız. Hangi sanatçı eserini yaparken korktu ki ? Başınıza aniden ne gelirse gelsin, onun sizi başka ve yeni bir yola soktuğunu bilin, farkındalıklı bir yol bu, öyle ya da böyle ulaşmamız gereken bir yol. Boğa burcu dünyevi varlıkları arzular ve onları kaybetmekten korkar, sınavı budur. Bu yeniayda Campbell’ın söylediği noktaya vardığımız çok açık. Bazı engeller söz konusu olsa da, belki zaman ya da şartlar, mutlaka hak ettiğinizin sizinle, hak etmediğinizin de sizden ayrılacağı dönemlerden geçtiğinizi bilin. Kahraman burada yenilenecek, uyanacak ve mutlaka başkalaşacak.
Egolar kendini önemserken, ruhlar “biz”e ışık tutmak isteyecek bu dolunayda. Ruhun amacı egonun manzarasını kapatmak değil, o manzaranın bir parçası olduğunu göstermek aslında. Şu an içinde bulunduğumuz durumun bizzat sebebi olmadığımızı düşünme gafleti en büyük yanılgı olur. Aynı bedende yaşayan iki farklı kavramlar olsalar da, yaşamsal ahenk bu ikisinin kendisini kabul etmesiyle sağlanabilir ve dolunay Terazi haliyle orta yolu buldurmak isteyecek bize şüphesiz. Terazi olan yerde kavga olmaz, görgü olur, medeniyet olur, adalet olur, hatırlatalım.
Neredeyse tüm dünyanın kendini karantinaya aldığı şu günlerde, kendimizle konuşmalarımız artıyor olmalı. Neyin içindeyiz soruları, yöneticileri-devletleri-savaşları-evreni sorgulamalarımızı yapıyor olmalıyız. Kimiz, neden içindeyiz, neden şahidiz yargılamalı, yargılanmalıyız. KOÇ, hep kendidir, değerlidir, kendini bilir, onun cesaretiyle başlamıştır her şey, doğrudur. Ve lakin hiçbirimiz tanrı değiliz, KOÇ enerjisinde bu tuzağa düşmememiz gerektiğini de bilmeliyiz.
İnsan olmak zor zanaat ve Satürn’le tanışmayı reddeden bu makama zaten ulaşamaz. Bu nedenle Satürn’ü bir otorite bellemeli. Onunla enseye şaplak bir iletişim kuramazsınız. O anlattıklarında daima ciddidir, çünkü yaşamak ciddi bir iştir. Sınanacağız hepimiz, bir gün sağlığımızla, bir gün sevdiğimizle, bir gün ölüm deneyimiyle, bir gün rızkımızla, bir gün aklımızla. Bunun karşısında ne kadar dayanıklıyız öğreneceğiz. Satürn’ün yegane görevi bu.
Düşünün ki Başak yıldızı gökten aşağı indi. Bir bir hepimizin nerede eksik-gedik varsa onu kontrole geldi. Nerde neyi yanlış yapmışız, detaylarda gördü ve bizi uyandırdı. Siz bütün sevimliliğinizle bırakmak istemediğiniz alışkanlıklarınızı savunup onları tutmak isterken o size net net “hayır” dedi. O hayır’lar biliniz ki sizin hayrınızadır.
Belki bir karmayı çözme vaktidir, ilahi farkındalıkla uyandırılırız belki. Belki bir rüya görürüz, işaretlerle doludur, izleriz. Belki bir şeyden kıl payı kurtuluruz, birini sevindiririz. Belki sahip olduklarımıza odaklanırız, iyi ki deriz, şükrederiz. Her durumda maneviyat ağırlıklı, yüzü iyileşmeye dönük bir gökyüzü var anımızda. İlhamla dolu evren, kalbe kesin düşecek, buyur etmeliyiz.
9 Şubat Pazar günü saat 10:33’te AY tam halini alıyor, ASLAN Burcu’nda bir dolunay gerçekleşiyor. Buram buram ateş enerjisi hakim olacak gökte. MARS ise başrolde.
Yükselen KOÇ, “başlat” komutu veriyor.
Dolunay ASLAN, “yarat” cesaretinde.
MARS YAY ise “hevesini takip et, hareket et, inandığının arkasından git, almaya yakınsın” der gibi enerjiyi katmerliyor.