gökyüzüderki

128 Articles Published | Follow:

Aslan bazen ısırarak sever ! Güneş Tutulması Aslan’da…

Aslan’ın birinci olayı var olmak, ikinci olayı ise tanınmaktır. Böylece özgüvenini yükseltecek ve risk de alacaktır. Burada Aslan Burcu’nun yaşamındaki sınavlarından birinin bu manipüle oyununda kendini büyük görme tehlikesiyle karşı karşıya kalması olduğu açıktır. Bu güdüyle hareket ederek kendini gerçekleştireceğine inanır fakat, kendi yaratıcı gücünü de baltalayabilir. Bu sebeple karşıtı Kova Burcu’nun hümanist ve adil yanlarını öğrenmesi beklenir. Bu dengeyi kurdukça koruyucu özellikleri parlayacak ve sahnede doğal yoldan ve hakkıyla parlayacaktır.

Türbülanstayız !

Şimdilerde pek yiğit gökyüzü, hem de çok yağız. Hem de çok bağımsız. Onun düzeninde milim şaşma yok, şaşanlar işte biz yerdeki çıldıranlar. Sakin olacağız. Seçimlerimizi yaptık, son onaya gönderdik. Gerekirse kopartıp bir uzvumuzu, öyle ilerleyeceğiz ve lakin mutlaka özgürleşeceğiz. Zihin karışık, egoya yetişemiyor, mücadele yetersizlik hissi veriyor, yapı yavaş, dönüşüm çok ağır ilerliyor. Psikolojik yorgunluk tehlikesine açığız evet. Ama türbülans kurallarını harfiyen yerine getiren, yeni düzene geçişi nispeten yumuşak atlatır. Her bir şey içine kaçmış gibi olsa da evet bu da mümkün, zira nadirdir, Kronos ve Uranos yukarda iyi geçinmeye niyet etmiş durumdalar. O halde, iki kaşın ortasındaki bilgiye ve bilgeliğe erişmek için destekleniyorum, haberim olsun.

Ana tanrıça sahnede, Güneş Tutulması Yengeç’te !

Her neyi seçersek seçelim, içinde bir anaçlık, bir aidiyet, bir geçmişten iz, bir içlenme olacaktır. Tutulma anının “bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” mesajı altı çizilesi cinsten tabii. Bundan hoşlanmayacak bazılarımız, fakat unutulmasın ki, hepsi bizim seçimimiz. Bilinçli ya da bilinçsiz ölmesi/dönüşmesi/değişmesi gerekenleri biz aslında biliyoruz ve her şeye rağmen “olsun, razıyım, tutunacağım”lar işe yaramayacak haldeler artık ki kaderimiz değişiyor. Ana tanrıça sahnede ve dönüşüm şart. Kraliçe kulağımıza duygularımıza teslim olmamızı fısıldıyorsa, dinlemeliyiz. Duyguların yönetiminde alınan aksiyonlar bizi üzer korkusu olmamalı hiçbirimizde. Tanrıça Artemis ya da tüm canlıların ecesi, her ne kadar görünmese de, bize bir yol gösteriyorsa, bunun bereketini, ekmeğini, rızkını alırız elbet. Buna inanırsak, değişime direnmezsek, hayatımıza ön ayak olursak, her şey elbette daha iyiye doğru olacaktır.

Gök kubbe sırtımızda, Dolunay Oğlak’ta !

28 Haziran Perşembe sabahı saat 07:52’de Oğlak burcundaki Ay ile, Yengeç burcundaki Güneş tam karşıt halini alacak ve dolunay meydana gelecek. Duygularımızın gezegeni Ay’ın Oğlak konumu pek tatsızdır. Kendimizi yalnız hissederiz bu konumda, pek bir ifadesiz, pek umutsuzuzdur. Korkarız bir şeylerden. Maneviyatımızı ortaya çıkarmak en güzel çözüm olabilirdi bu dolunayda ve fakat gel gör ki, irademiz çok sıkışık bir alanda konumlanmış. Kontrol edemediğimiz alandaki ışık bizi korkularımızla yüzleştirecek gibi duruyor. Karmalar bir bir gözümüze gözümüze sokulabilir, endişeler ve sonrası anksiyetelerle nasıl baş edeceğimizi bilemez hale gelebilir etkilerde olabiliriz. Korkular, ah o korkular, cılız umudumuza karşı nasıl da acımasızlar !

Bir özgürlük şampiyonu olalım ! Dolunay YAY’da…

Bir özgürlük şampiyonu olmak için gereken reçeteyi sunmuş bize Stefano yıllar önce. Bunu şimdi anımsamak ve uygulamaya geçmek için daha güzel bir zaman dilimi olamaz. Dolunay’ın etkilerini hafifletmek için önce zihinsel özgürlüğü yakalamamız gerek. Kucağımızda bazı krizler var ve bu durumla mücadele ederken kendi bildiğimiz yoldan gitmeye meylimiz olabilir. Yanılmamız olağanüstü mümkün. Böyle bir şey hissediyorsak ve huzursuz oluyorsak; 1. Adaletin terazisinden şaşmamalıyız. 2. Kimseye böbürlenmemeliyiz. 3. Hedef peşinde her yol mubahtır kafasından uzak olarak ilerlemeliyiz.

Eyvah ! Hermes sahnede, Güneş İkizler’de !

Öncelikle tüm İkizler burçlarının doğum günü kutu olsun ! Çünkü Güneş 21 Mayıs’ta İkizler’e geçiyor olacak. Apollo ve Hermes karşılaştıktan sonra nasıl bir ömür birbirlerinden çok uzaklaşamadıysa, Astroloji’de Güneş de Merkür’den en fazla 28 derece uzaklaşır. Bu aynı zamanda egomuzun(Güneş) zihnimizden(Merkür) uzak olamadığını da anlatır. Fikrimiz neyse zikrimiz odur meselesi tam olarak buradan kaynaklanır. Merkür’ün de 30 Mayıs’ta İkizler’e geçmesiyle birlikte hem fiziksel hem de zihinsel bütün işlevlerimizin hız kazanacağını söyleyebiliriz. Neler olabilir ?

…Her dem yeni dirlikte, bizden kim usanası ! Yeniay da, Uranüs de Boğa’da !

Şimdi URANÜS;

Bu maddeye olan düşkünlüğü bozmak üzere.

Maddeye olan bakış açısını değiştirmek üzere.

Paradan daha önemli şeyler olduğunu anlatmak üzere.

Sabit durduğunu sandığınız her şeyi yerinden oynatmak üzere.

Değişmeyen tek şey değişimdir, göstermek üzere !

Her gecenin bir sabahı vardır. Dolunay AKREP’te !

Akrep’in insan üzerinde yarattığı korku başka bir şeydir. Karşı karşıya kaldığınızda büyü yemiş gibi olursunuz. Daha ilk bakışından etki altına alınırsınız. İlk dakikadan karanlıklarınıza sızıverir. Kötü niyetinizi hisseder ve o andan sonra da kendinizi sokulmuş bilin, zehirlenirsiniz, ölürsünüz. Herhangi bir Akrep’le yaşadığınız her neyse, orada mutlaka ölüm ve yeniden doğmanız gereken bir şey vardır. Dönüşüm şarttır. Geri dönüşü de yoktur. Savaştır Akrep. İçsel ve huzursuz bir savaştır. Değişmeye karşı direnciniz işe yaramaz, sizi kendi derinliklerinizle yüzleştirir. Krizler çıkartır. Çözüme doğru gitmek zorundasınızdır ve aksini yapmazsanız yenilgiden kaçamazsınız.

İçimdeki deli, seviyorum seni. Yeniay KOÇ’ta !

16 Nisan sabahı hepimiz “atıl kurt” güdüsüne uyanacağız. Öyle bir uyanış ki, öyle bir farkındalık hali ki, ateş ateş böyle, deli deli. Güneş ve Ay Koç burcunda buluşuyorsa, buluştukları yerde URANÜS onlara kucak açmışsa, içimizden bir ses bize bir şey der ve gerisini düşünmeden atılma isteği duyarız. Yani, böyle birden bire, aniden, beklenmedik bir şey olursa durumu garipsemeyin. Durum, olağanüstü olağandır hazır olun. Bir şimşek çakıverirse, bir yıldırım düşüverirse, bir oldu-bitti hal alıverirse her şeyin yeniden başlaması icap edebilir. Kopan kopar, kalan sağlar bizimdir.

En kötü karar, iyidir kararsızlıktan. Terazi’de Dolunay !

Işık tanrısı HELİOS ki, GÜNEŞ ile ifade bulur, her sabah şafaktan hemen sonra dört beyaz ve güçlü atıyla doğudan yola çıkar ve batıya ilerler. Vardığı yerde yorgun atlarını dinlendirmek için geceyi AY’a emanet eder. Ertesi gün tekrar doğudan yine yola koyulur. Bu döngü, sonsuz neresiyse oraya kadar da devam edecek. Ve biz insanoğlu da kendi sonsuzluğumuza kadar, her sabah kendimizi yeniden ve ışık parlaklığında yaratacağız. Doğan her yeni günün rızkı yazılıdır ve hepimiz bu rızıktan nemalanmışızdır, unutursak kururuz !